Özyönetim direnişlerine ve Newroz’a gölge düşüremeyecekler! – Sevil Doğan

photo_2016-04-01_22-10-28.jpgAmed’de başlatılan haber nöbetine katılmaktaki amacım, abluka, katliam ve baskılara rağmen özyönetim mücadelesi veren Kürt halkının sesi olmaya çalışan, özgür basın emekçisi meslektaşlarımızla dayanışmak ve haber ablukasına karşı birlikte mücadele etmekti.

Haber Nöbeti’nde nelerle karşılaştık, üç günü nasıl geçirdik elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. Haber Nöbeti boyunca, Sur’da haber takibi sırasında mahsur kaldığı bodrumda katledilen Azadiya Welad gazetesi yazı işleri sorumlusu meslektaşım Rohat Aktaş’ın gazetesinde çalıştım. Yoldaşlarından Rohat’ı dinledim ve bizlere devrettiği özgür basın mücadelesinin sorumluluğunu bir kez daha omuzlarımda hissederek Rohat’ın ayak izlerinden yürüme şansı buldum… “Özyönetim direnişlerine ve Newroz’a gölge düşüremeyecekler! – Sevil Doğan” okumaya devam et

Çatışma alanlarında haberin öznesi olan gazeteciler – Cansu Pişkin

photo_2016-04-01_21-48-37

Gazeteciliğin bir meslek olmaktan çok daha fazla anlam ifade ettiği zamanlardan geçiyoruz. Tarihe tanıklık ediyor, tanıklık ettiğimiz olayları kamuoyuyla paylaşıyor ve aslında tarihe not düşüyoruz. İktidarın savaş politikaları nedeniyle yangın yerine dönmüş bir coğrafyada yaşıyoruz. Savaşa tanıklık eden gazetecilerin görev ve sorumluluğu da bu doğrultuda artıyor.  “Çatışma alanlarında haberin öznesi olan gazeteciler – Cansu Pişkin” okumaya devam et

Aktivizm ile iliştirilmişlik arasında savaşta gazetecilik: Haber Nöbeti üzerine düşünceler – Nermin Pınar Erdoğan

IMG_2401.jpg

– Siz haber yaparken gaz maskesi kullanıyor musunuz?

– Kullanırsak halkın tepkisi olur. Hem halk kullanamıyorken bizim kullanmamız garip.

Diyarbakır’da bir kadın gazeteci bu cevabı verdiğinde düşünmeye başladım profesyonel gazetecilik ile aktivizm arasındaki ilişkiyi. Bu gazeteci kadın, çatışmanın en yoğun olduğu günlerde Diyarbakır’ın Sur mahallesinde kalmış; yakınlarının, arkadaşlarının yaralanmasına, ölmesine tanıklık etmiş, beraber büyüdüğü insanların, komşularının maruz kaldığı işkenceyi, şiddeti bire bir gözlemlemiş, birçoğunu –gizliden gizliye ifade etse de- kendisi de yaşamış. “Aktivizm ile iliştirilmişlik arasında savaşta gazetecilik: Haber Nöbeti üzerine düşünceler – Nermin Pınar Erdoğan” okumaya devam et

Söz anlamını yitirmişti – İrfan Aktan

IMG_2364.jpg

Haber Nöbeti için 7. grup olarak Diyarbakır’a gitmeden önce uzun uzadıya yapabileceğim haberler üzerinden kafa yordum. Orada her türlü baskıya rağmen gazetecilik faaliyeti yürüten arkadaşlarla dayanışmak, onlar adına habercilik yapmak temel gayemizdi.  Sur’dan, belki Bağlar’dan insanlarla söyleşiler yapacaktım. Yakınlarını kaybeden ailelerle görüşmelerin, onların hikâyelerini aktarmanın önemli olduğunu düşünüyordum. Ancak Diyarbakır’a indikten, gruptaki arkadaşlarla Sur’da buluşup biraz dolaştıktan ve birkaç kişiyle ayaküstü sohbet ettikten sonra üstüme, sanırım şu ana kadar hiç yaşamadığım bir çöküntü hali sindi. O çöküntü ertesi günlerde yine Sur’a giderken, Ofis’te gezerken, orada çalışan gazetecilerle görüşürken de kalkmadı bir türlü. Belki Newroz grubunda olsak, böyle bir ruh haline teslim olmazdık, bilemiyorum. “Söz anlamını yitirmişti – İrfan Aktan” okumaya devam et

Çiller döneminde köyünü şimdi evlatlarını kaybetti – Fatih Polat, Fırat Topal

Tansu Çiller’in başbakan olduğu dönemde köyü yakılan Çıkmaz ailesi, göç ettiği Cizre’de son sokağa çıkma yasağı döneminde iki evladını kaybetti.

Sokağa çıkma yasağının kalkmasının ardından Cizre’den ilk yansıyan karelerde, ilçenin savaşın büyük yıkımını yaşayan herhangi bir Suriye kentinden farkı olmadığı görülmüştü. Şimdi ise, bir yandan bu büyük yıkıma direnerek bir biçimde ayakta kalmayı başarmış evlerin duvarlarındaki kurşun deliklerinin sıvası yapılmaya çalışılırken, bir yandan da ‘güvenlik’ adı altında sürdürülen ablukanın baskısı hükmünü icra ediyor. “Çiller döneminde köyünü şimdi evlatlarını kaybetti – Fatih Polat, Fırat Topal” okumaya devam et

Dayanışmaktan başka yolumuz yok – Meltem Akyol

photo_2016-04-01_00-08-41.jpg
Meltem Akyol (sağdan ikinci) 6. Haber Nöbeti ekibiyle birlikte.

Bölge’de şehirler aylardır tanklarla dövülüyor, bodrumlarda insanlar katlediliyor, sokak ortasında öldürülüyor… Bütün bunları görmek ve susmak suça ortak olmaktır… Haber nöbeti bu nedenle çok önemli bence. Susmamak, anlatmak, göstermek… Olanları, yaşananları… Başka bir şey yapmaya, eklemeye gerek yok… Sadece yaşananları anlatmak… Gazetecilerin burada olanlara tanıklık etmek, anlatmak ve burada çalışan gazetecilerle dayanışmak için başlattıkları nöbet o kadar önemli ki… Ve kuşkusuz bu nöbeti aynı zamanda meslek onurumuz için tuttuk.. “Dayanışmaktan başka yolumuz yok – Meltem Akyol” okumaya devam et

Yüreği kendinden yaralı bir coğrafya – Yusuf Nazım

 

photo_2016-04-01_00-14-49
Yusuf Nazım (kırmızı atkılı) nöbet tuttuğu DİHA’da meslektaşlarıyla birlikte

Borçluyduk!

Borçluyduk, dili kırık olduğu için azar işiten sıra arkadaşımıza, teni kara diye hor görülen komşumuza, adı eşkıyaya, kaçakçıya çıkmış köylümüze.

Borcumuz vardı onların yaşadıkları topraklara.

İşte bu yüzden Haber Nöbeti’ndeydik. “Yüreği kendinden yaralı bir coğrafya – Yusuf Nazım” okumaya devam et

Margos’un kilisesini de, sokağını da, mahallesini de geri verin! – Celal Başlangıç

Direkte üç “tarihi” tabela vardı.

Üçündeki oklar da aynı daracık sokağı gösteriyordu; “Dört Ayaklı Minare”, “Mar Petyun Keldani Kilisesi”, “Surp Giragos Ermeni Kilisesi”.

Diyarbakır’ın kalbi Sur’daki Eski Postane Sokağı’nın başında çoğu kadınlardan ve çocuklardan oluşan bir kalabalık toplanmıştı. Hepsi evlerini, dükkanlarını görebilmek istiyordu.

Merakla bakıyorlardı sokağın derinliğine doğru. Ancak beş-metre sonrasını göremiyorlardı. Çünkü beyaz branda perdeler çekilmişti sokağın ortasına. Önünde de bir polis barikatı vardı.

Beyaz perdenin arkasından Dört Ayaklı Minare’nin sadece üst kısmı görünüyordu. Sevgili Tahir Elçi’nin vurulduğu yer brandanın arkasında kalmıştı.

Şiddetli bir patlama daha oldu. Perdelerin arkasından çimento rengi bir duman yükseldi. “Margos’un kilisesini de, sokağını da, mahallesini de geri verin! – Celal Başlangıç” okumaya devam et

Haber için ‘nöbet’ tutmak – Ali Akel

photo_2016-04-01_09-45-44 (1)
Ali Akel (soldan dördüncü) Gün Tv’de meslektaşlarıyla birlikte.

Yaklaşık 20 yıl kadar önce Amsterdam’da Kürt sorunu ile ilgili bir toplantıyı izlemiş, sonrasında basın için ayrılan bölümde haberi yazmaya koyulmuştum. Sağ tarafımda aynı toplantının haberini yazan Türkiye’den bir meslektaşım, bilgisayarının ekranını bana çevirip, “Baksana, nasıl olmuş?” diyerek, yazmakta olduğu haberini gösterdi. “Haber için ‘nöbet’ tutmak – Ali Akel” okumaya devam et